Friday, June 15, 2007

SİGARA



Sigaranın göze de zararı varmış

Sigara, şişmanlık ve sağlıksız diyet, yaşa bağlı sarı nokta hastalığı görülme olasılığını artırıyor


Sigaranın göze de zararı varmış

Göz hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Tunç Ovalı, ileri yaş grubunda kalıcı görme azalmasına yol açan etkenlerin başında yaşa bağlı sarı nokta hastalığının (makula dejeneresansı) geldiğini söyledi.

Retinanın tam ortasında yer alan ve keskin görmeyi sağlayan alana renginden dolayı sarı nokta denildiğini kaydeden Ovalı, yaşlanmayla birlikte bazı hücre atıklarının burada biriktiğini ve görme azalmasına yol açabilecek sarı nokta hastalığına neden olabildiğini belirtti.

Kadınlarda görülme olasılığı daha fazla

Hastalığın, görmenin azalması ve bakılan cisimlerin şeklinin düzgünlüğünü kaybetmesi gibi iki önemli belirtisi bulunduğunu belirten Ovalı, kadınlarda görülme olasılığının erkeklere göre daha fazla olduğunu kaydetti.

Ovalı, hastalığın kuru ve yaş tip olmak üzere iki biçimde geliştiğini anlattı:

"Kuru tipte sarı nokta ve bunun altındaki hücreler erimeye başlar. Bu olay yavaş ilerler, görme azalması da yavaş olur.

Yaş tipinde ise sarı noktanın altındaki hücre tabakalarında anormal damarlar gelişir ve sarı noktayı etkileyerek bu hassas bölgenin tahribatına neden olur. Bu grupta tahribat son derece hızla ilerleme gösterebilir."

Sarı nokta hastalığında etkili faktörlerin başında kişinin yaşının geldiğini, ortaya çıkmasında ırsiyetin de rolü bulunduğunu dile getiren Ovalı, "Ancak yapılan araştırmalar, bu iki önemli etkenin yanında, sigara, şişmanlık, sağlıksız diyetin de yaşa bağlı sarı nokta hastalığının görülme olasılığını artıran etkenler arasında yer aldığını ortaya koymuştur" dedi.

Kuru tip sarı nokta hastalığının günümüzde etkin bir tedavisi bulunmadığını, ancak bazı vitamin ve minerallerin oluşma ve ilerleme riskini azalttığını belirten Ovalı, bu nedenle antioksidan ve minerallerin bol bulunduğu taze sebze ve meyve tüketilmesini önerdi.

Ovalı, yaş tip sarı nokta hastalığında ise fotodinamik tedavi ve göz içi ilaç uygulamaları gibi yöntemlerle, hastaların önemli bir kısmında görmenin aynı düzeyde korunabildiğini belirtti.

(Vatan)

No comments: