Refleksoloji, bedenin tüm bölge, organ ve sistemlerine karşılık gelen refleks noktalarının bulunduğu ayaklara yapılan bir masaj. Ayak özel bir teknikle basınç uygulanarak veya ovulup uyarılarak bedendeki enerjinin harekete geçmesi sağlanıyor.
Ayak masajında yardımcı hiçbir ilaç kullanılmıyor. Bu nedenle de refleksolojinin yan etkisi yok. Akupunktur gibi refleksoloji de sadece fonksiyonel rahatsızlıklarda başarılı sonuçlar veriyor. Örneğin bir yaranın iyileşmesini, kırık bir kemiğin kaynamasını sağlamıyor. Fakat hazımsızlık, regl döneminde sancılanma, stres, uykusuzluk, sırt ağrısı, romatizma, sinüzit, astım, siyatik ve prostatla ilgili rahatsızlıklara çok iyi geliyor. Hamileliğin ilk üç ayında refleksoloji tavsiye edilmiyor. Refleksologlar ayakları elleriyle muayene ederek, hangi bölge veya organın hasta olduğunu saptıyor, ardından da ayaktaki o noktaya el ve parmaklarıyla
basınç uyguluyor. Tabii masajı yapan kişinin anatomi ve fizyoloji bilmesi şart.
Refleksolojinin Çin'de akupunkturla birlikte keşfedildiği sanılıyor. Ancak Batı dünyası, bu yüzyılın başına kadar refleksolojiden bihaberdi. Onu Batı'ya tanıtan ise Amerikalı kulak-burun-boğaz uzmanı Dr. William H. Fitzgerald oldu. ABD'li doktor, Çinlilerden esinlenerek 'bölgesel terapi'
adını verdiği bir yöntem geliştirdi. 30'lu yıllarda 'bölgesel terapi'yi ayağa yoğunlaştırıp tüm dünyaya tanıtan ise Amerikalı masöz Eunice Ingham. Bugün Britanya, Belçika ve Fransa'da refleksoloji okulları var.
Daha yeni bir teknik olan el refleksolojisi de giderek yayılıyor. Soyunmak veya uzanmak gerekmediğinden, bu masaj yöntemi her yerde, her an uygulanabiliyor.
KAYNAK: TAMTIP COM
Monday, July 2, 2007
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment