Friday, May 25, 2007

Hastalıklar

Yemeklerle Geçen Hastalıklar


Ev dışında herhangi bir şey yiyip içerken ne yediğimizle birlikte, tükettiğimiz gıdaların nasıl, hangi şartlarda, kimler tarafından üretildiği de büyük önem taşıyor. Bulaşıcı hastalığı olan veya genel temizlik kurallarına dikkat etmeyen kişilerin üretim ve satış aşamasında müdahil olduğu gıdalar insan sağlığını tehdit ediyor.

Yönetmeliklere göre, gıda üreten ve satan işyerlerinde çalışanların bulaşıcı hastalık taşıyıp taşımadıkları 3 ayda bir yapılan portör (taşıyıcı) muayeneleri ile kontrol ediliyor; ancak mikrobiyoloji uzmanlarına göre bu tahlillerin hastalıkların tespiti açısından hiçbir değeri bulunmuyor. Uzmanlara göre, sistemin tamamen değiştirilmesi, hizmet içi eğitimlerle temizlik ve kişisel duyarlılık konusunda personelin bilgilendirilmesi gerekiyor.

Gıda üretim ve satış yerlerinde çalışan kişilerin, ağız ve dışkı yoluyla bulaşabilen bakteri, mikrop ve virüsleri taşımamaları gerekiyor. Acıbadem Bursa Hastanesi Aile Hekimliği Uzmanı Dr. Hande Mehmetoğlu, bulaşıcı maddelerin kirlenmiş olan su ve besinler aracılığıyla sağlam kişiye ağız yoluyla taşındığını belirtiyor. Aksırırken, öksürürken, konuşurken ağızdan çıkan damlacıkların başkası tarafından teneffüs edilmesiyle verem, boğmaca ve çeşitli solunum yolu hastalıkları bulaşıyor.

Tarım Bakanlığı'nın yönetmeliğine göre, gıda ve gıda ile temas eden madde ve malzemelerin üretiminde çalışacak personel, sağlık raporu almadan çalıştırılamıyor. Çalışanların da düzenli sağlık kontrollerinin yapılıp sağlık karnelerine işlenmesi gerekiyor. Gıda işletmelerindeki personelin sağlık kontrollerinin yapılıp yapılmadığını il tarım müdürlükleri denetliyor. Yapılan sağlık kontrolünde taşıyıcı olduğu tespit edilenlerin derhal tedaviye alınması, tedavisi tamamlanıp sağlam raporu almayanların kesinlikle çalıştırılmaması gerekiyor. Ateşli hastalığı, cilt hastalığı ya da ishalli bulunanların işyeri yöneticisi tarafından sağlık kuruluşuna tetkike gönderilmesi gerekiyor.

Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Kadir Göktürk, portör muayene sisteminin şu anda uygulanan haliyle tüketicileri bulaşıcı hastalıklardan koruyucu hiçbir faydası olmadığını belirtiyor. Batı ülkelerinde böyle bir uygulamanın yapılmadığını ifade eden Dr. Göktürk şu bilgileri veriyor: "Önemli olan, personeli bu konuda eğitmek ve işyerinde hjiyeni sağlamaktır. Çevre temizse, nemli bırakılmamışsa, mikropların yaşama alanları çok kısıtlanıyorsa, güneş ışığı yeterince giriyorsa, havalandırması iyiyse, klimaların filtreleri belli periyotlarla değiştiriliyorsa, tuvalet giriş çıkışlarına dair hizmet içi eğitim veriliyorsa işletme üzerine düşeni yapmış demektir. En iyi koruma, hastalık tanısı olan kişinin tedavisi bitene kadar gıda ile temas etmeyeceği başka birimde çalıştırılmasıdır. Galoş giyen bir kişi aynı galoşla hem yemek yapılan yere hem lavaboya giriyorsa sorun var demektir. Lavabodan sonra el yıkamanın bile belli kuralları vardır."

İstanbul'da 2006 yılı sonu itibarıyla Tarım Bakanlığı'ndan üretim izni almış gıda üreten toplam 5 bin 29 işyeri bulunuyor. 2007'nin ilk üç ayında bu işyerlerinin 2 bin 84'ü il tarım müdürlüğü tarafından denetlendi. İl tarım müdürlüğü aynı süre içinde 4 bin 300 gıda satış yerini ve 2 bin 857 toplu tüketim yerini de denetledi. Denetlemeler sonunda işyerlerinden 32'sine, çalışanların portör muayene kontrol kartları bulunmadığından cezai işlem uygulandı.

Gıdalardan hangi hastalıklar bulaşır?

Gıda üretim ve satış yerlerinde çalışan personelin, tifo, salmonellozis, paratifo, basilli dizanteri, amipli dizanteri, kolera, stafilokoksik gıda zehirlenmesi, bacillus cereus zehirlenmesi, botulismus, askariazis, oksiurazis, teniazis, giardiazis, hidatidozis, hepatitis A ve E, poliomyelitis, özel durumlarda tüberküloz, streptokok enfeksiyonları, leptospiroz, şarbon, toksoplazma, ankilostoma gibi virütik, bakteriyel ve paraziter hastalıkları taşıyor olması tehlikelidir. Hepatit B, hepatit C ve HIV virüsü (AİDS) ile enfekte kişiler besinlerle bulaşma açısından tehlike arz etmez.
KAYNAK

No comments: