Sunday, April 6, 2008

SEVGİ TEK İLACIMIZ

SEVGİ TEK İLACIMIZ

“Önyargılarımdan kurtulup, doğallık içinde insanlara yaklaşamıyorum, BEN MELEK DEĞİLİM Kİ, herkesin benim şablonlarıma göre davranmasını istiyorum” diyorsanız; sevginin her şeyin ilâcı olduğunu unutmayın lütfen!..

Uzmanlar, insanlarla yakın ilişki hâlinde olan ölümcül hastalıklara yakalanmış kişilerin bile sevgi iletişimiyle ömürlerinin uzadığını belirtiyorlar. Siz de, ilk başta aileniz olmak üzere, yakından görüştüğünüz insanlarla temasınızı daima sıcak ve sevgi dolu tutun. Çevrenizdeki kişilerin sizi anlayamadıklarından dem vurup herkesten uzaklaşmaya çalışmak, sosyal hayatınızı sıfıra indirir ve sağlığınızın bozulmasına neden olur. “Onlar sizi anlamıyorsa siz onları anlamaya çalışın, ne kaybedersiniz?” Onlarla yaptığınız görüşmeler size, ıssız bir adada yaşamadığınızı ve sorunları olan tek kişinin siz olmadığınızı hatırlatacak. Sizi seven kişilere sevgiyle, hoşgörüyle yaklaştığınızda, pek çok sorunun da ortadan kalkmasını sağlayacaksınız. Dertler ve sıkıntılar ancak paylaşılınca hafiflerler.

İnsanlardan uzak kalmak, duygu ve düşüncelerini yalnız kendine saklamak kimseye yarar sağlamaz. İnsanlar ancak birbirlerine karşı önyargısız ilgi, sevgi gösterdiklerinde ve görüş alışverişinde bulunduklarında yaşam bir anlam kazanır. Etrafımızda görüş, duygu ve bilgi alışverişinde bulunacağımız insanların olması bizi yaşama bağlar. Sıkıntılarımızı, üzüntülerimizi, hatta korkularımızı açığa vurduğumuz zaman bunları başkalarıyla paylaşmanın verdiği huzur insanı karamsarlıktan kurtarır. Evimizde, işyerimizde ve çevremizde bizimle temas hâlinde olan kişilerden kaçmayalım. İnsanların birbirleriyle halkaları, sonsuza uzanan dostluk zincirleri (ortak alanlar) kurmaları; kişilerin, toplumların, hatta ulusların sorunlarının çözülmesine neden olur. “Yardımlaşma ve Dayanışma Yasası” ruhsal yasaların en önemlilerinden bir tanesidir.

YARDIMLAŞMA ve DAYANIŞMA

Yardımlaşma ve dayanışma öyle yüce bir birlik ve öyle büyük bir yasadır ki, birbirlerini hiç tanımayan bireyleri bile tek bir şemsiye ve tek bir anlayış etrafında birleştirip bütünler.

Birbirine yardım, diğer varlıklarla bütünleşmedir. Hizmet etmeyi, kendi bilgilerini başkalarıyla da paylaşmayı bilenler, sonsuzluk zincirinin altın halkaları olurlar.



Yardımlaşma ve başkalarına kendinden bir şeyler feda edebilme gücü, lekesiz bir gökyüzünden, yeryüzünü kutsamak ve bereketli kılmak için Yüce Doğa’nın tarlalarına düşen yağmur damlalarına benzer. Tarlayı besler, ürünü bereketli kılar. Bu yasaya uygun davranmayan nekes insanlar için söylenen güzel bir atasözü de vardır: “Yağmur olsan kimsenin tarlasına yağmazsın.” Yağmur gibi bereketli olup da, sırf tutuculuk, önyargı ve nekeslik yüzünden başka insanların tarlalarına yağmaktan vazgeçenlerden olmayalım.

Nasıl ki yeni doğmuş bir çocuğun yüzünde parlayan bir gülümseme, bütün insanların yüreğine serpilmiş olan huzura ve Yaşam Ağacı’nın dalında açmış bir çiçeğe benzerse, aynı şekilde birbirine sevgiyle, saygıyla yardım eden iki insanın oluşturdukları birlik halkası da, sonsuzluk içinde bütün evreni var eden o tek tohumun açılmış meyvesi gibi saf ve temiz olana benzer.

Doğu bilgeleri der ki: “Rabbine benzemek isteyen başkalarına yardım eder.”


www.astroset.com

No comments: