Thursday, October 25, 2007


Son iki senedir tanıştığım HERKES kendisiyle uğraşıyor. Yoksa insanlar birbirleriyle savaşmayı, didişmeyi bırakıp kendilerinde buldukları olumsuz yanları değiştirmeye mi çalışıyorlar nedir? Bu da, çağımızın ?elektriğiyle? ortaya çıkan bir ?eğilim? sanırım. Bu uğurda vücutlarını sekilden şekle sokmaya razı olanlardan tutun da sadece bu konularla ilgili kitaplar okumayı veya psikoloğa gidip içini dökenlere kadar her tipten insana rastlayabilirsiniz.

Sizlere kişisel gelişime yönelik çalışmalardan, yöntemlerden, uğraşlardan bahsedeceğiz. Bizim aktarmaya çalıştığımız yöntemler, var olan yöntemlerin sadece en bilinenleri. Birçoğuna burada yer veremiyoruz çünkü ülkemizde uygulayan profesyoneller bulunmamakta. Bunların hiçbirini uygulamayıp sadece kendi bildiğiniz, yani sizin geliştirdiğiniz yöntemleri de kullanabilirsiniz. Ne demişler: ?Herkes kendi kendinin doktorudur.? Tai Chi'nin Çince karakterlerinin anlamını çevirirsek ortaya şu çıkıyor: "Yüce son güç". "Yüce son" sıfatı, genellikle Çinlilerin ying-yang nosyonu ile bağdaştırılıyor. Ying - yang'e göre herşeyde ikili bir dinamik var: Kadın/erkek, aktif/pasif, açık/koyu vb. "Güç" de bu ying-yang veya yüce - son disiplinine ulaşmanın yolu.

Tai Chi, Batı'da uygulanan haliyle yoganın meditasyonla içiçe geçirilip hareketlendirilmiş haline benzediğini söyleyebiliriz. Tai Chi'de birkaç çeşit şekil ya da set var ve bu setler bazı hareketlerden oluşuyorlar. Bu hareketlerin çoğu dövüş sanatlarından, hatta ve hatta daha da eskilerden, doğadan ve canlıların hareketlerinden alınmış. Fakat bu hareketler Tai Chi'de oldukça ağır ve birbirlerine geçişli bir şekilde uygulanıyorlar.

Birçok kişi bunları dövüş sanatı öğrenmek amacıyla değil, meditasyon yapmak amacıyla uygular. Çin felsefesinde ?Chi? kavramı vücudu harekete geçiren hayati bir güç. Tai Chi'nin ana hedeflerinden biri bu ?chi?yi vucüt içerisinde harekete geçirip canladırmak. Böylece kişi de ruhen aydınlanır. ?Chi? vücudumuzun sinir sistemi ve kan dolaşımıyla ilgili yerlerinde belirli şeklillerde dolaşır. Bu anlayış akapunkturda ve doğuya ait diğer iyileştirme tekniklerinde de var.

Tai Chi'nin bir diğer amacı da bu egzersizler yoluyla zihni dinginleştirmek ve berraklaştırmak. Tai Chi hareketlerini yapmayı öğrenmekle kişi, aynı zamanda dengeyi ve vücudu kontrol etmeyi de öğrenmiş, hareketlerin ritmini kavramış, vücudun içinde hareketin merkezini keşfetmiş olur. Böylece Tai Chi'yi uygulamak hayatın başka evrelerinde de daha iyi yürümemize, ayakta durmamıza, hareket etmemize, koşmamıza vb. aktivitelere yardımcı olur. Böylece daha az sakatlanma ve kaza yaşarız.

Dövüş sanatlarının temelide Tai Chi olduğu halde sadece Tai Chi yaparak dövüş sanatı öğrenilmiyor; ama uzun bir süre Tai Chi'ye devam edenler dövüş sanatlarına daha kolay adapte oluryorlar. Tai Chi'nin yapmak istediği bir darbe formunda ortaya çıkan negatif enerjiyi savuşturarak yok etmek veya tehlikeli olamayacağı bir yere yöneltmek.

Tai Chi egzersizleri, Taoism'in daha geniş kapsamlı felsefinde de yer alır. Ayrıca doğulular arasında Çin'e ait kutsal bir sistemi olan I Ching ile de bağlantılıdır. Sekiz I Ching trigramı, Tai Chi'nin 13 elemanı ve Çin alkemisinin beş ana elementi olan metal, ahşap, ateş, su ve toprak arasında ve ilintiler var.

http://www.nektarin.com/Megaportal/Cma/application_definitions/Nektarin/Arti_Deger/Stil_Yasam/stilyasam_taichi/1,3624,,00.html







Recai YAHYAOĞLU - dryahyaoglu@hotmail.com 2004-08-10

ELMA

İçerdiği organik asitler, soda ve fosfor ile beyin, karaciğer ve mideye yararlı olan elma, antioksidan içermesi nedeniyle cilt yaşlanmasını da geçiktiriyor.

Metin FERAH


Bolu İl Sağlık Müdürlüğü diyetisyeni Naciye İla, her gün kabuğu ile yenilecek bir elmanın, insan vücudundaki bir çok hastalığa iyi gelmesinin yanısıra, cilt yaşlanmasını da geciktirdiğini söyledi.

Elmanın, her türlü hastalıklıkta en fazla fayda sağlayan bir meyve olduğunu belirten İla, “İçerdiği organik asitler, soda ve fosfor ile beyin, karaciğer ve mideye son derece olumlu etkileri olan elma, antioksidan içermesi nedeniyle kalp sağlığı açısından da yararlı olmasının yanısıra, cilt yaşlanmasını da geciktirmektedir'' dedi.

İçeriğinde, yüzde 85 su, yüzde 12 şeker, organik asitler, soda, fosfor, vitamin A, B1, B2, B5, C, E ve PP bulunan elmanın kas ve sinir sistemi için gerekli bir meyve olduğunu ifade eden İla, bedeni ve zihni yorgunluklarda yatıştırıcı etkiye sahip olan elmanın yatmadan önce yenildiği taktirde rahat bir uyku sağlanabileceğini söyledi.

Böbrekleri çalıştıran elmanın idrar söktürücü özeliği ile vücuttaki ürik asidin dışarı atımını hızlandırdığını da belirten İla, “Taze elma suyu ile silinen kırışık ve pörsük deri, canlılık ve tazelik kazınır. Pişmiş elmanın kabızlığa etkili olduğu bilinen bir gerçektir. Elma kürüyle de gut, böbrek, mesane hastalıklarıyla hemoroite karşı son derece iyi sonuçlar alınmıştır. Taze rendelenmiş bir adet elmanın yemekten önce tüketilmesi, sindirim yetersizliğine son derece iyi gelmektedir. Sindirim sistemini uyaran ve mide mukozasını güçlendiren elma suyu, aynı zamanda ateş düşürücü olarak kullanılmaktadır'' diye konuştu.

Günlük 3 adet elma tüketiminin 2 ayda yüzde 10 oranında kolesterol düşmesine yardımcı olduğunu kaydeden İla, “Günde 3 adet elma tüketiminin kötü kolesterol oranını düşürürken, iyi kolesterol oranını da 4 kat arttırdığı saptanmış bulunuyor. Lif olarak zengin olan elma, vücutta kolesterol ve yağın birikmesine engel olur. Sigara içenlerde nefes alma kapasitesinde artış sağlayan elma, içerdiği posa miktarı, yağ yakıcı olması ve düşük enerji içermesinden dolayı zayıflama diyetlerinde tercih edilen ve önerilen bir meyvedir'' dedi.

Milliyet

Wednesday, October 24, 2007

Adet sancısına doğal önlemler



Adet sancıları çoğu kadının ortak derdidir. Her ay belirli günlerde bel,karın ve yumurtalık bölgelerinde oluşan spazm şeklindeki dayanılmaz ağrılar yüzünden kimi, işiyle ilgili önemli bir toplantıya katılamazken, kimi de ...



Adet sancısına doğal önlemler

Balık, yumurta, tavuk ve süt adet sancılarını önlerken, elma,incir ise sinirlilik ve gerginlik gibi adet öncesi sendromuna iyi geliyor.

Adet sancıları çoğu kadının ortak derdidir. Her ay belirli günlerde bel,karın ve yumurtalık bölgelerinde oluşan spazm şeklindeki dayanılmaz ağrılar yüzünden kimi, işiyle ilgili önemli bir toplantıya katılamazken, kimi de günler öncesinden biletini aldığı konsere gidemez.

Sıkıntı, sinirlilik, halsizlik gibi adet öncesi sendromlar da dikkate alındığında kadınların yaklaşık on günü regl döneminin sıkıntılarıyla başbaşa geçer. İşin acı tarafı bu ağrılı ve sıkıntılı süreç, bazı kadınlar tarafından adeta bir kader gibi görüldüğü için hiçbir önlem almayı akıllarına getiremezler. Bazı kadınlar ise adet sancılarını geçirmek için ağrı kesicilerden medet umar. Oysa, yenilen gıdalara dikkat ederek adet sancılarına dur demek mümkün.

BALIK VE YUMURTA ADET SANCISINI HAFİFLETİYOR

Yapılan araştırmalar, tuz, yağ ve şeker miktarını azaltıp, protein bakımından zengin olan balık ve yumurtayı fazla yiyenlerde, lifli besinleri sofrasından eksik etmeyenlerde adet sancılarının daha hafif olduğunu gösteriyor. Deniz mahsullerinde, soya fasulyesinde, sütte ve susamda ağrıyı azaltmak yanında kişiye mutluluk hissi de veren “trytophan” isimli bir çeşit amino asit bulunduğunu hatırlatan uzmanlar, bu gıdalar sayesinde adet döneminin ağrısız geçirilebileceğini belirtiyorlar.

Adet öncesi vücut su toplamaya, göğüsler hassaslaşmaya başlar. İştah ya kapanır veya kişide aşırı tatlı yeme isteği ortaya çıkar. Bunların yanı sıra depresyon,alınganlık, gerginlik, endişe, uyum güçlüğü gibi duygusal değişiklikler de görülebilir.
Kadınların yüzde 10’u adet öncesi sendromu (PMS) diye bilinen bu dönemi çok şiddetli yaşarlar. Daha çok 20’li ve 30’lu yaşlarda görülen adet öncesi sendromunun en önemli sebebi hormonal dengesizliklerdir.

KAFEİNLİ İÇECEKLERDEN UZAK DURUN

Hormonlar üzerinde etkileri olan bazı besinler ise,adet öncesi sendromunu önler. Örneğin, adet tarihinden birkaç gün önce tuz azaltılırsa, şişme ve ödemin önüne geçilebilir. Kafeinli içeceklerden uzak durulması ise,huzursuzluk hissini ve göğüslerdeki hassasiyeti azaltır.

Diyetisyenler, bu konuda şöyle diyorlar : “Stres, aşırı alkol tüketimi, beslenmede doymuş yağ oranı fazlalığı, adet öncesi sendromunu hızlandırıcı faktörlerdir. Şeker hastalıklarında da sendrom daha ağır seyreder.

Bu dönemi hafif geçirmek için karbonhidratlı gıdalardan uzak durmak gerekir. Adet döneminde ve adet öncesi sendromunda kalsiyumun önemi büyüktür. Kalsiyumun yüzde 99’u kemiklerde, geri kalanı da kandadır. Kandaki kalsiyum kas ve sinir iletimini sağlar. Kandaki kalsiyumun seviyesi düştüğünde, bundan kas ve sinir sistemi olumsuz yönde etkilenir. Böyle bir durumda adet öncesi sendromu daha yoğun yaşanır.

Kalsiyum, B vitamini, E vitamini, çinko ve magnezyum bakımından zengin gıdalar almak gerekir. Yani bol bol siyah üzüm, yumurta, kabak, patates, kavun, ay çekirdeği, fındık, ceviz, muz, ciğer, deniz ürünleri ve balkabağı yenilmelidir"

ADET ÖNCESİ SENDROMUNU AZALTAN GIDALAR

B vitamini : Ciğer, böbrek, yumurta sarısı, yapraklı sebzeler.

Kalsiyum : Süt, balık, ayçekirdeği, soya fasulyesi, yerfıstığı, ceviz, somon.

Magnezyum : Mısır, fındık, maydanoz, elma, incir, limon, portakal, un

ADET SANCILARINI AZALTAN GIDALAR
Balık, yumurta, lifli besinler, tavuk, deniz mahsulleri, soya fasulyesi, süt, susam.



Sağlığın sesi

Thursday, October 11, 2007

Herkese iyi bayramlar diliyorum. Sevdiklerinizle beraber mutlu bir bayram geçirmeniz dileğiyle.

Ramazan bayramınız mübarek olsun..

Monday, October 8, 2007

Sünnete riayet et şişmanlama!



Peygamberimiz, asırlar öncesinden “Ümmetim hakkında en çok korktuğum şeyler: Göbek bağlamak, çok uyku, tembellik ve yakîn (iman) azlığıdır” buyurarak şişmanlık tehlikesine dikkatleri çekiyor ve ümmetini uyarıyor. Kilo almaktan için şu hususlar



Sünnete riayet et şişmanlama!

Peygamberimiz, asırlar öncesinden şişmanlık tehlikesine dikkatleri çekiyor ve ümmetini uyarıyor.

Peygamberimiz, asırlar öncesinden “Ümmetim hakkında en çok korktuğum şeyler: Göbek bağlamak, çok uyku, tembellik ve yakîn (iman) azlığıdır” buyurarak şişmanlık tehlikesine dikkatleri çekiyor ve ümmetini uyarıyor.

Günümüzde de tedavisi için uğraş verilen pek çok sağlık problemleri var. Bunlardan bir tanesi de şişmanlık. Özellikle gelişmiş ve gelişme yolunda olan ülkelerde şişman insan sayısı her geçen gün daha da artıyor. Doktorlar şişmanlığı artık en önemli sağlık problemleri sıralamasına alıyor ve şişmanlığın sebep olduğu hastalıklara karşı insanların dikkatlerini çekmeye çalışıyorlar. Şişmanlık vücudumuzu sadece estetik açıdan bozmakla kalmayıp, aynı zamanda çabuk yorulma, nefes darlığı, eklem ağrıları, şeker hastalığı, damar sertliği gibi beraberinde çeşitli ölümcül rahatsızlıklara da zemin hazırlıyor. Allah Resûlü, asırlar öncesinden "Ümmetim hakkında en çok korktuğum şeyler:

Göbek bağlamak, çok uyku, tembellik ve yakîn (iman) azlığıdır." (Feyzü'l-Kadir, 1/278) buyurarak şişmanlık tehlikesine dikkatleri çekiyor ve ümmetini uyarıyor. Göbek bağlamak; hadisteki ifadesiyle "kiberu'l-batn" kendini gaflete salıp çok yiyen ve tabir caizse yemek için yaşayan ve tabii bunun neticesi olarak da olabildiğine şişman olan insan demektir ki bu, Allah Resulü'nün dünya ve ahiret hayatları adına endişe duyduğu insanların birinci özelliğidir. Uzmanlar, bel çevresi erkekte 94 santimetreden büyükse risk, 102 santimetreden büyük ise yüksek risk; kadında 80 santimetreden büyük ise risk, 88 santimetreden büyük ise, yüksek risk belirleyicisi olduğunu söylüyorlar.

Hareketsiz ve monoton bir yaşam tarzı, beraberinde şişmanlık illetini getiriyor. Modern hayat, kişilere hazır, lezzetli, çeşitli, ucuz fakat yüksek enerjili yiyecekler sunuyor, buna karşılık fizikî aktiviteleri düşürüyor. Özel otomobiller, toplu ulaşım araçlarının yaygınlığı, binalardaki asansörler, televizyon bağımlılığı gibi daha pek çok sebepten dolayı bedenimizin ihtiyacı olan fizikî hareketlerden uzak kalıyoruz. Hadis-i şeriflerden hareketle, "Yediğin vakit az ye. Yedikten sonra da dört-beş saat yeme. Şifa hazımdadır; yani, kolayca hazmedeceğin miktarda ye. Nefse ve mideye en ağır ve yorucu hal, yemek üstüne tekrar yemektir." diyor meşhur tabibimiz İbni Sina. O halde insan midesinin altında kalıp ezilmemeli, yemesiniiçmesini disipline edebilen bir irade insanı olmalıdır. Yani mide insanı olmamalıdır. Aslında şişmanlık, -tıbbi bir problem yoksa- sünnete riayet eden bir Müslüman'da olmaması gereken bir durumdur. Hayatını sünnete göre programlayan bir kimse, yemesini de ona göre ayarlayacak, sofradan tam doymadan kalkacak ve hem bu dünyada hem de öte dünyada huzurlu ve mesut olacaktır.

AZ YEMEK USTALIK ÇOK YEMEK HASTALIK

Kur'an ve sünneti çok iyi anlayan ve bunu hayatlarına yansıtıp çevrelerini nurlandıran mana âleminin sultanları az yemekle alakalı pek çok altın söz söylemişler. O sözlerden bazıları şunlardır:

İlim ve amel, az yemekte, kalb temizliği az uyumakta, hikmet az konuşmaktadır.
Az yemek ustalık, çok yemek hastalıktır.
Çok yiyen çok uyur, herkesten tembel olur.
Çok yemek heder, çok uyumak kederdir.
Çok yemek zihni çalıştırmaz, çok uyumak menzile ulaştırmaz.
Az yiyenin kalp gözü körleşmez, açlıkla hastalık birleşmez.
Az yemek tembellikten uzaklaştırır, bilgi kazanmayı kolaylaştırır.
Çok yemek, organları çok çalıştırıp yıpratır, tedavi için doktor aratır.
Çok yemek tohumudur her derdin, az yemek ilacıdır her ferdin.
Az ye, az uyu, az söyle, nimete kavuşulur böyle.
Az yemek, meyveli bir ağaçtır, hasta kalplere ilaçtır.

ŞU HUSUSLARA DİKKAT

Kilo almaktan uzak durmak için şu hususlara dikkat edin:

1. Kalorisi, yağ oranı fazla besinlerin alımı azaltılmalı, fizikî aktivite artırılmalı.

2. Bol yağ, karbonhidrat ve kalori içeren gıdalar yerine, vitamin ve lif bakımından zengin, yağca fakir sebze ve meyveler yenilmeli.

3. Bol şekerli ve asitli içeceklerden kaçınılmalı, bol su içilmeli.

4. Çocuklardan fast-food türü yemek, kola ve gazoz içilmesi, kraker, cips ve bisküvi gibi gıdaların tüketilmesi azaltılmalı.

5. Sabahları düzenli olarak sağlıklı kahvaltı yapılmalı.

6. Buzdolabına daha çok yağca fakir gıdalar, meyve ve sebzeler konulmalı.



Bugün

Kolay kalori yakmanın 10 yolu



Tıp ilerliyor ve artık diyet yapmadan da kolay kilo vermenin yolları ortaya çıkıyor. Bunlar içerisinde en iyi örnek de hayat ve yeme tarzını değiştirerek kalori yakılabilmesidir.



Kolay kalori yakmanın 10 yolu

Çoğu insanın en korkulu rüyası kilodur. Bunun için çeşitli diyetler uygulularız. Bunlar genelde gazetelerde veya dergilerde okuduğumuz, çevremizden duyduğumuz diyetlerdir. Bunların bir çoğu sağlığımıza zarar vermekten veya metobolizmamızı bozmaktan öteye gidemezler. Tabi ki konusunda uzmanlaşmış diyetisyenlerin hazırladıkları diyetler bu gruba girmiyorlar.

Günümüzde tıbbın ilerlemesiyle birlikte, diyet yapmadan da kilo problemini ortadan kaldırmanın yolları ortaya çıkıyor. Bunlardan en önemlisi de hayat ve yeme tarzını değiştirmek. Hayat tarzını ve yeme alışkanlıklarınızı değiştirerek, para harcamadan ve güvenli bir şekilde kilo verebilebilir.



Hayat tarzını değiştirerek güvenli bir şekilde zayıflamanın 10 kolay yolunu senin için araştırdık.

1- Kilo almanın en önemli nedenlerinden biri yemek aralarında atıştırmaktır. Atıştıracağın zamanlarda su iç!

2- Buzdolabını boşalt. Böylece hem para harcamazsın hem de seni atıştırmaya iten neden yok olur!

3- Yeterince uyu. Böylece, yiyerek alacağın enerjiyi uyurken toplamış olursun!

4- Alkol, ekmek ve karbonhidratlardan uzak dur!

5- Mutlaka kahvaltı yap. Bu sana gün içinde harcaman gereken enerjiyi verecektir ve öğlen yemeğinde çok acıkmıyor olacaksın!

6- Öğün aralarında yemek yeme isteği doğduğunda, sevdiğin bir müziği dinle. Araştırmalara göre müzik dinlediğinde de sevdiğin bir yemeği yediğinde de beyninin aynı bölgesi uyarılıyor.

7- Ayakta hiçbir şey yeme!

8- Yeşil çay iç. Araştırmalar gösteriyor ki, yeşil çay içmek vücuttaki kalorilerin yakılmasında çok etkili. Günde 3 bardak yeşil çay içmeye çalış!

9- Yediğin şeye konsantre ol. Televizyon seyrederken, bir şeyler okurken ya da e-maillerine cevap verirken yemek yeme!

10- Asansör kullanmak yerine merdivenden çık!
kaynak: haber 7 com.