Saturday, December 22, 2007

» SİZİ BOZAN BOZUCU ALANINIZ NEDİR?


Dr.Recai YAHYAOĞLU
www.tamtip.com


SİZİ BOZAN BOZUCU ALANINIZ NEDİR?


Uzun yıllardır çekmekte olduğunuz bir hastalığınız varsa ve hemen her ilacı kullanmanıza rağmen bir türlü sonuç alamamışsanız bu makale tam size göre...Bazen öyle hastalıklar yaşamak zorunda kalırız ki bunlar canımıza tak eder, bizi hayattan bezdirir, neredeyse o dertten kurtulmak için her türlü fedakarlığa katlanmaya hazır durumda bekleriz.

Cep telefonunuz, televizyonunuz, arabanız, bilgisayarınız bozulursa hemen onu tamir ettirerek tekrar kullanmaya başlarsınız.Otomobiliniz servis bakımının ardından hele hele yağı, filtreleri değiştirildikten sonra yüksek çekiş gücüne kavuşarak eski performansına sahip olur.Fakat insan böyle midir?Evet bazı hastalıklar ve tedavilerden sonra insan eski sağlığına tam olarak kavuşur.Ama bazılarından sonra yani tedavi oluyorum derken kendisine hayatı zindan eden kararı vermiş olur....

Nedir bu kararlar? Ve hangi tedavilerden sonra bir daha belimizi doğrultamaz ve hayatımızın akışında, sağlığımızın seyrinde, ruh halimizin durumunda, insanlarla olan iletişim sorunları yaşamaya başlayarak içinden çıkamadığımız bir girdaba doğru sürüklenmeye başlarız...Bir yerlerimizde geçmeyen ağrılar başlamıştır.Hangi ağrı kesici ilacı kullanırsak kullanalım bir türlü bu ağrılarımızdan kalıcı olarak kurtulamayız.İlacı kullanırken ağrılarımız biraz hafifler yada geçici süre ortadan kaybolurlar.İlaçların tesiri kalmadığında ise bu ağrılar tekrar eski yerlerinde peydahlanarak canımızı acıtmaya devam ederler.

Bazen mecbur kalarak bir ameliyat olmak zorunda kalabiliriz.Örneğin akut apandisit sırasında ameliyat olmak şifaya kavuşmak için zorunludur.Fakat öyle gereksiz ameliyatlar vardır ki bunların yapıldığı yerlerde bedenimiz neşterle kesilmesinin ardından bir daha asla unutmamak üzere buralarda reaksiyon geliştirerek deriden çıkıntılı, sert skatris dokuları keloitleri meydana getirir.Bu yapılar hayatımızın sonuna kadar bedenimizi ve ruhumuzu tahrip etmeye devam ederler.

Örneğin zorunlu olmadığı halde sırf bir takım kampanyaların mahkumu olmuş bir çok kadın sezaryen ameliyatıyla birlikte doğum yapar.Bir çok hasta kadın sezaryen ameliyatı sonrasında tüm hayatlarının değişerek tamamen bambaşka bir insan olduklarını ifade etmekten geri durmazlar.Aynı gün içinde dikkatli bir hekim tüm bayan hastalarını taradığında ve sezaryen olanlarla konuştuktan sonra hemen her kadının bu gerçeğin farkına varmasını sağlayabilir.Hatta bazıları direkt hekimlere bu şikayetlerini söylemelerine rağmen maalesef ne yazık ki bu durum bir çok hekim için anlam ifade edemez.Bu önemli ayrıntı gözden kaçar ve hasta doktor doktor dolaşmaya, torbalar dolusu ilaçlar tüketmeye devam eder fakat sonuç bir türlü tam olarak ortaya çıkmaz.

Diğer yandan hepimiz bir diş hekimine giderek çürüyen dişlerimize dolgu yaptırırız...Bugün günümüzde bir çok farklı sebeplerden dolayı amalgam dolgu yapılarak dişlerimizin çürüğünden kurtuluruz.Dişlerimizin çürüğünden kurtulmaya çalışırken diş hekimleri bizlere sağlığımızı çürütmeye ömrümüz boyunca devam edecek ve sürekli bozucu alan olarak etkide bulunacak bir miras bırakmış olurlar.Bu yüzden bir çok migren hastası ne yaparsa yapsın baş ağrılarından kurulamaz.Bazı insanların depresyonu bir türlü ortadan kalkmaz.Çünkü bozucu alan bir parazit gibi sürekli kafatası içinde yanlış olmaması gereken bir sinyal yaymaya devam eder.Cep telefonlarının yaydığı dalgaları yada radyo frekanslarını göremediğimiz gibi bu alanların yaydığı olumsuz enerji alan frekansını göremeyiz.

Tüm ameliyat yerlerinde meydana gelmiş yara izleri bozucu alan etkisi meydana getirir.Bu izler deriden daha aşağı tabakalara kadar ilerleyerek barsaklarda yada komşu organlarda sinir ve kan dolaşımında yapışıklıklar yaparak hastalıkların ilerlemesine neden olurlar.Örneğin akut apandisit, sezaryen ameliyatları insanların barsaklarında yapışıklıklar meydana gelmesine neden olup geçmeyen ve ilaçlara cevap vermeyen kabızlık oluştururlar.Bu kabızlık durumu hangi ilaç kullanılırsa kullanılsın bir türlü ortadan kalkmaz.Çünkü ameliyat yerinin altında bulunan skatris dokusu bozucu alan olarak işlevine sürekli devam eder.Bu şekilde oluşmuş bir kabızlığı ilaçla tedavi etmeye çalışmak bataklığın kenarındaki sivrisinekleri öldürerek yok etmeye çalışmak kadar komiktir.

Özellikle kafatası bölgesinde yapılmış ameliyatlar insanın sağlığını ciddi olarak tahrip ederler.Mesela boyun yada bel bölgesinde meydana gelmiş bir servikal yada lomber bölge disk hernilerinde (fıtıklaşmalarında) hemen ameliyat önerilmemelidir.Ticari kaygılardan uzaklaşarak insanların sağlıklarına karşı dürüst bir yaklaşım gösteren hiç bir hekim Türkiye’de ve dünyada kesinlikle işsiz güçsüz kalmaz.

Ameliyat endikasyonları olabildiğince hassas davranılarak alınmalıdır.Yapılacak bir çok farklı bilimsel gerçekler doğrultusundaki Tamamlayıcı Tıbbi tedavi uygulamalarının ardından şifaya kavuşulamamışsa ve çok ciddi ağrılar çekiliyorsa o zaman ameliyat olunmalıdır.Son çıkan yöntem olan mikrodistektomi ameliyatı yada lazerle yapılanı tercih edilmelidir.Bedene yapılan müdahalelerde kısmen invazif olmayan koruyucu yönü ağırlıklı uygulamalar tercih edilmelidir.

Bozucu alanlar:

Tüm ameliyat izleri,
Yanıklar,
Dövme izleri,
Sigaranın kendisi ve dumanı,
Aşı izleri,
Sıyrık yada çiziklerden sonra buralarda oluşmuş nedbe dokuları,
Tonsillektomi ameliyatları,
Dişlerde bulunan amalgam dolgular,
Dişlerde meydana gelmiş eğilmeler, şekil bozulmaları,
Bazı organlar; örneğin hepatit enfeksiyonu geçirmiş bir karaciğer, enfekte olmuş bir doku, kireçlenmeye maruz kalmış eklemler,
Gözde katarakt gelişmesi,
Boyun ve bel fıtığı,
Kronikleşmiş adale kasılmaları,
İç kulakta meydana gelmiş ve dolaşımı bozan yaşlılık hastalıkları,
Gözde meydana gelmiş Keratit yada uveit hastalıkları
Bedene sonradan takılan tüm protezler ve kalp pilleri...
Damar içine takılmış stentler...
İsteyerek yada yanlışlıkla yutulan ve beden içinde kalmış her yabancı cisim...
Prostat Hipertrofisi,
Karaciğer yada kalpte meydana gelmiş olan yağlanmalar...
Peruklar...
Saç ekmek için kafatasına yapılan operasyonlar,
Cilt gerdirme ameliyatlarında gizlenen yerlerde kalmış skar dokuları,
Cep telefonları,
Elekromanyetik tüm kirlenmeler,
Gıdalar vasıtasıyla aldığımız kimyasal kanserojen maddeler..

İnsanın en küçük birimi hücresidir.Hücrenin içinde normal şartlarda potasyum dışında ise sodyum iyonları bulunur.Bu iyonlar sürekli hareket halinde bulunarak insanın hücresinde meydana gelen tüm olayları kontrol ederler.Hücre bir potasyum pili olarak işlevini yapar.İçinde mevcut bir enerji ve işleyiş mekanizması vardır.Bozucu alanlar ilk önce hücrenin çalışma performansını bozup görevlerini yapamaz hale getirir.Hücre bölünemez.Yada hızlı bir şekilde kontrolsüz olarak farklı bir formasyonda büyüyerek çoğalmaya başlar.Kanserin başla

ması ve hücrenin içinde bulunan DNA ve RNA da olan değişimler, kromozom anomalileri bu dönemde gelişmeye başlar.Bu durum bir kısır döngü olarak sürekli ilerleyen ve hızlanan bir seyir gösterir.

Sonuç olarak öncelikle kendi bozucu alanınızı tespit etmeniz gerekir.Tespit yapıldıktan sonra bu alandan kurtulmaya çalışmalısınız.Bu çabaların elbette sayısız farklı yöntemleri vardır.Özellikle Nöral Terapi yöntemi bozucu alan tedavisinde son imkanları en maksimum seviyede sunmakta kısa sürede önemli sonuçlar ortaya çıkararak yüz güldürücü etkiler meydana getirmektedir.Özellikle skatris dokularına direkt enjeksiyon yoluyla müdahalede bulunulması hastanın kısa sürede sağlığında büyük bir devrim yaşamasını sağlamaya yetmektedir.Yada bel ve boyun ağrılarından şikayetçi hastaların ilk seans sonrasında şikayetlerinde yüzde doksanlara varan iyileşmeler ortaya çıkmaktadır.Burada ilacın deri altına yada derin dokulara yapılmasının ardından oralarda tüm hücresel düzeyde işlevsellik maksimum seviyeye çıkmakta kan dolaşımında düzelme, oksijen seviyesinde artma ve daha pek çok faktör kısa sürede iyileşmektedir.

Siz siz olun en iyisi kendi orijinal ve özgünlüğünüze dışarıdan bir müdahalede bulundurmayın.Maddeler halinde sıraladığımız hastalıklarınız yada alışkanlıklarınız varsa en kısa süre içinde kurtulmaya çalışın.Havanızı ve alanınızı bozdurmayın ki sağlığınızın aynı zamanda yaşamınızın tadını doyasıya yaşayabilin.


kaynak



No comments: