Thursday, August 30, 2007

Avrupa Birliği'yle üyelik müzakerelerini yürüten Türkiye, en büyük sıkıntıyı gıda ve tarım sektörlerinde çekiyor. Ülke genelinde binlerce kayıt dışı işletme 'merdiven altı' yöntemle gıda üretimi yapıyor.

Buna denetim boşluğu da eklenince 'gıda terörü' olarak adlandırılan tablo ortaya çıkıyor. Nerede ve nasıl üretildiği belli olmayan gıda maddeleri insanların sağlığını tehdit ediyor. Merdiven altı firmalar, sattıkları eti kimyasal ilaçlarla şişiriyor. Sosis, salam ve sucuğa ezilmiş tavuk kemiği, kaşar peynirine de soya ve margarin katıyor. Zeytin de tekstil boyası ve paslı demirlerle siyahlaştırılıyor.

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Gıda Komitesi Üyesi ve Keyveni Yemek Yönetim Kurulu Başkanı Sadık Çelik gıda üretiminde yaşanan sıkıntılarla ilgili bir rapor hazırladı. "Tüketici sağlığı ve gıda güvenliğine karşı gıda terörü: Kayıt dışı ve Merdivenaltı Üretim" adı verilen raporda insan sağlığının nasıl hiçe sayıldığı tek tek ortaya konuluyor.

Raporda Türkiye'de Tarım Bakanlığı'nın izni ve denetimi çerçevesinde 17 bin gıda sanayi işletmesi bulunduğu belirtiliyor. Ancak buna karşın 10 bini aşkın işletmenin de kayıt dışı ve merdiven altı yöntemle üretim yaptığı ifade ediliyor. Hatta bazı firmaların Tarım Bakanlığı'ndan izin almış gibi sahte belge düzenlediği öne sürülüyor.

Ete, Bradmix adlı ilaç katılıyor Sadık Çelik, bazı et işleme tesislerinin yurtdışından kaçak yollarla getirilen 'bradmix' isimli bir ilaçla eti yüzde 30-35 oranında şişirdiğini söylüyor. İlaç enjekte edilen etin su tutarak hacmini artırdığını, ağırlaştığını ve parlak göründüğünü belirten Çelik, "İlaçlı etler pişirildiğinde bile hacmini koruyor. Oysa pişen et gramajını kaybeder ve küçülür." diyor. İlaçlı etlerin yüzde 40 daha ucuza satıldığını ifade ederek, çok ucuza kalitesiz yemek üreten bazı firmaların bu etleri kullandığını aktarıyor.

Veteriner Gıda Hijyenistleri Derneği (VGHD) Başkanı Dr. Can Demir ise Tarım Bakanlığı'nın et ve et ürünleriyle ilgili yönetmeliklerine göre 'Bradmix' kullanımının yasak olduğunu vurguluyor. Ancak buna rağmen kaçak yoldan kullanıldığını dile getirerek, "Bu ilaç kimyasal bir ürün olduğu için o etleri tüketen insanlarda sağlık sorunlarına yol açabilir." açıklamasına yapıyor.

Öte yandan bazı merdiven altı işletmeler kasaplardan ve marketlerden topladıkları kemikli tavuk artıklarını yüksek ısıda işlemden geçirerek kıyma (MDM kıyma) haline getiriyor. Bunlardan da sucuk, salam ve sosis üretiliyor. VGHD Başkanı Can Demir, MDM kıymalı et ürünlerinin daha çok okul kantinlerinde ve büfelerde tost ve sandviç yapımında kullanıldığına dikkat çekerek, "Bizde büfe sucuk ve büfe salam diye bir tabir var. Nerede üretildiği belli olmayan ve çok ucuza satılan bu ürünler maalesef kemik artıklarından imal ediliyor." uyarısında bulunuyor.


Gıda Terörü Raporu'nda anlatılan hileli gıda maddelerinden bazıları
Kaşara soya ve margarin
Normalde 1 kilo kaşar, 10 kilo sütten elde ediliyor. Merdiven altı işletmeler soya proteini kullanarak süt miktarını 6-7 kiloya düşürüyor. Kaşarın içine de margarin atılıyor. Bozuk peynirler de baharatlanarak yeniden satışa sunuluyor.

Zeytine tekstil boyası
Zeytin, tekstil boyalarıyla ve paslı demirlerle siyahlaştırılıyor. Gemlik ve Akhisar zeytinlerinin için de daha düşük fiyatlı yörelerin zeytinleri karıştırılıyor. Zeytine gıda tuzu yerine sanayi tuzu katılıyor.

Ete nişasta, tavuk atıkları
Salam, sucuk, sosis ve kıyma gibi et ürünlerinde hayvansal atıklar, nişasta, tavuk derisi, zar, kan ve tavuk kemiği kullanılıyor. Buna ucuz pul biber ve nitrat ilave ediliyor ve renklendiriliyor.

Pul bibere aşırı tuz
Sapı ve çekirdeği ile öğütülen acı biber yağlanıp ağır çekmesi içini aşırı derecede tuzlandıktan sonra paketleniyor. Yol boylarında kurutulmaya bırakılan biberlerde de aflatoksin oluşuyor.

Sıvı yağ yerine atık yağ
Türkiye'nin dört bir yanından toplanan binlerce tonluk atık yağ, merdiven altı işletmelerde rengi açılarak tekrar satışa sunuluyor.
kaynak: kozmik bilinç

Wednesday, August 8, 2007

İlaçları asla susuz içmeyin


Prof. Dr. Birsel Kavaklı, midede etkili olabilmeleri için, ilaçların asla susuz içilmemesi gerektiğini söyledi, gebe ve hamilelerin doktora danışmadan hiç bir ilaç kullanmaması gerektiğini hatırlattı.


İlaçları asla susuz içmeyin

Kocaeli'nin Gebze ilçesinde bulunan Anadolu Sağlık Merkezi'nde (ASM) görevli Dahiliye Uzmanı Prof. Dr. Birsel Kavaklı, ilaçların doğru ve yerinde kullanılmadığında şifa vermek yerine başka sorunlar ortaya çıkarabileceğini belirterek, "Antibiyotik türü ilaçlar, genellikle aç veya tok karnına içilebilen ilaçlardır. Ancak bazı türlerinin, örneğin makrolid grubu antibiyotiklerin, aç karnına alınması gerekir. Bunların etken maddesinin sonu 'misin' ile biter; Azitromisin, Eritromisin ve Klaritromisin gibi. Bu ilaçlar aç karnına alınmalıdır. Her ilaç günde kaç kez alınacaksa, bu eşit aralıklarla olmalıdır. İlaçların istenen etkiyi gösterebilmeleri için, kanda belirli bir seviyede olmaları gerekir. Bu seviyeyi eşit tutabilmek, ancak ilacı eşit aralıklarla almakla mümkündür. Eğer ilaç günde 3 kez alınacaksa 8 saat arayla, 4 kez alınacaksa 6 saat arayla, 2 kez alınacaksa 12 saat arayla, 1 kez alınacaksa da her gün aynı saatte içmeye özen gösterilmelidir. İlaç şifa kaynağıdır ama şifa yeteneği ilacın yerinde ve zamanında kullanımıyla doğrudan ilgilidir. Türkiye'de, antibiyotikler doktor kontrolü olmadan, adeta soğuk algınlığı ve grip ilacı gibi kullanılmaktadır. Bu son derece yanlış bir yaklaşımdır ve buna dikkat edilmesinde fayda vardır" dedi.

Ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçların da, genellikle tok karnına alınması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Kavaklı, "Zira bu tür ilaçların birçoğu, mide iç zarı üzerine tahriş edici etkiye sahiptir. Dolu mideyle alındıklarında, bu yan etkileri en aza iner. En azından dolu bir bardak suyla alınmalıdırlar. İlaçları asla susuz içmeyin. Şurup bile içmiş olsanız üzerine dolu bir bardak su mutlaka için. Çünkü alınan ilacın etkili olabilmesi için, mide veya bağırsakta çözünerek, kana karışması gerekir. Sizin ilaçla beraber içeceğiniz bir bardak su, bu çözünmeyi kolaylaştıracak, kana karışmayı hızlandıracak ve etkinin çabuk başlamasını sağlayacaktır. İlaçları, size özel olarak tavsiye edilmişse asla bölmeyin ve çiğnemeden yutun. Birçok ilaç tablet şeklinde olup, üzerleri şeker veya filmle kaplanmıştır. O ilacın etken maddesi ya mide ortamında bozulup etkisini kaybetmektedir veya mide mukozasını tahriş edici özelliktedir ya da mideden emilimi kötüdür. O nedenle üzeri kaplanarak, midede dağılmadan doğruca barsağa aktarılması sağlanır. Siz eğer böyle bir ilacı böler veya çiğnerseniz etkisini yok etmiş olursunuz. Tableti elinize aldığınızda bakın, eğer üzerinde bölünebileceğini belirtir bir çentik yoksa asla bölmeyin ve çiğnemeyin. Çiğneme tabletleri, bu grubun dışında tutulmaktadır. Onlar, çiğnenerek alınmalıdır" diye konuştu.

Gebe ve emzirenlerin doktora veya eczacıya danışmadan, en basit ağrı kesiciyi bile almalarının sakıncalı olabileceğinin de altını çizen Prof. Dr. Birsel Kavaklı, şunları kaydetti: "Doktora danışmadan alınan ilaçlar, bebekler için risk teşkil edebilir. Eğer çalışıyorsanız, kullanacağınız ilaçlar yaptığınız işi de etkileyebilir. Birçok ilaç yan etki olarak sersemlik ve uyku hali yapar. Dolayısıyla dikkat gerektiren bir makine kullanıyorsanız, ciddi sorunlar ortaya çıkabilir. Evinizdeki bütün ilaçları, buzdolabında saklamanız gerekmez. İlaçların kutuları üzerinde nasıl ve ne şartlarda saklanmaları gerektiği yazılıdır. Oda sıcaklığı diyorsa, evinizde direkt güneş ışığı almayan, serin
ve kuru bir yerde saklayabilirsiniz. Buzdolabı diyorsa buzdolabının kapağında değil, orta raflarından birinde saklayabilirsiniz. Buzluk kısmına ise asla ilaç koymayın. İlaçları, ısı yayan cihazlardan uzak tutun. Bütün ilaçları kendi ambalajları içinde ve kapakları sıkıca kapatılmış olarak saklayın. Toz halinde alıp sulandırarak kullandığınız şurupları, hazırladıktan sonra buzdolabında saklayın. 10 gün içinde bitmezse kalan kısmını atın. Bu şurupları her kullanımdan önce iyice çalkalayın. Bu tip ilaçları
hazırlarken mutlaka kaynatılıp soğutulmuş su kullanın. Şişeye su eklemeden önce şişeyi çalkalayarak, tozların ayrışmasını sağlayın. Önce şişedeki işaretli yerin bir parmak alt seviyesine kadar su doldurun. İyice çalkalayıp 5-10 dakika bekleyin. Daha sonra işaretli yere kadar su doldurun. 5-10 dakika daha beklettikten sonra ilacı kullanın. Trankilizan ve sedatif denilen sakinleştirici, uyku verici ve yatıştırıcı ilaçlarla birlikte alkol almayın. Kural olarak, hangi ilacı kullanırsanız kullanın alkollü
içkilerden uzak durun. Ağrı kesicilerin önemli bir bölümü mide ve bağırsaklar üzerinde ciddi yan etkilere sahiptir. Bu ilaçların rasgele ve mide koruyucu ilaçlar kullanılmadan alınması, mide kanamasına yol açabilir ya da basit bir ağrı kesicinin rastgele kullanımı, akut böbrek yetmezliğine kadar uzanan istenmeyen bir sürece uzanabilir. Emin olmadığınız ilacı kimseye tavsiye etmeyin ve herhangi bir arkadaşınızın salık verdiği ilacı kullanmayın."

(İHA)