Wednesday, April 11, 2007

KOZMETİK ÜRÜNLER

Beden ve çevrenin bakım ve temizliği için hazırlanmış ürünlere verilen genel bir isimdir.

Cilt,saç,sakal,diş,tırnak bakım ve temizliği için hazırlanan ürünler,Kremler,Losyonlar,Şampuanlar,Diş Macunları,çevre temizliği için Deterjanlar vs.gibi ürünlerdir.

Makyaj ve süs ürünleri olarak hazırlanan ürünler de; Rujlar, Pudralar, Allıklar, Rimeller, Maskaralar, Masklar, Parfümler, Deodorantlar, Saç Boyaları vs. gibi ürünlerdir.



Kozmetik ürünlerde,istenen özelliklere göre hammaddeler ve katkı maddeleri kullanılır.Bunlar,yağlayıcılar,nemlendiriciler,koruyucular,antioksidanlar,farmasatik ajanlar,polimerler,boya maddeleri,koku verici maddeler,karışımı homojenleştirici,Koyulaştırıcı ve emülsiyonlayıcı maddelerdir.

Kozmetiklerin üretiminde kullanılan ham ve katkı maddelerinin uzun araştırmalar sonucu bugün ortaya çıkan tabloda Astım,Alerji,Cilt Döküntüleri ve Cilt, Meme, Rahim ve Yumurtalık Kanseri riskinin oluşabildiği görüldüğü için üzerinde uzun uzun durulmasını gerektirmiştir.

Kozmetikler,insanların günlük bakım alışkanlıklarında önemli bir yer tutmaktadır.Vasat bir kimse hergün enaz birkaç kozmetik ürünü kullanmaktadır.Bunlar da;kokular,deodorantlar,sabunlar,şampuanlar,diş macunları,saç bakım ürünleri,krem ve benzeri ürünlerdir.

İnsanların çoğunluğu,bu ürünlerden kaynaklanan çok az problemle karşılaştığını düşünür.Ancak,Dermatologlar bu düşünceye iştirak etmiyorlar.Bazı problemler,ilk birkaç kullanımdan sonra oluşabildiği halde,kullanımdan yıllar sonra da ortaya çıkabilmektedir.Bu sebeple,insanların çoğu problemin hangi üründen oluştuğunu bilemez.

İşte uzmanların tesbitleri:
İngiliz uzmanlar,makyaj malzemelerinin,saç boyalarının,şampuan ve parfümlerin içindeki kimyasalların deriden kana geçip tüm hücrelere ulaştığını ve yıllar sonra kansere neden olduğunu belirtiyorlar.
İngiltere’nin önemli hastanelerinden Breakspear Hospital’in uzmanları Dr.Samuel Epstein ile Kim Erickson’un araştırmalarına göre şu anda dünyada kullanılan tüm makyaj malzemeleri,şampuan ve saç spreyleri tehlikeli oranda kanser oluşturma riski taşıyor.Araştırmaya göre,makyaj malzemesinde bulunan kömür katranı,fenilediamin, benzen,formaldehit gibi kimyasallar uzun yıllar kullanıldıkları zaman kansere yol açıyor.
AB’de bir başka uzman gurubuna göre;güneş kremleri ve nemlendiricilerde kullanılmasına izin verilmiş Metilbrom glutaronil kimyasal maddesinin ciltte şişme,kaşınma ve ağrılı deri yanmalarına yol açtığını,alerjik reaksiyonları artırdığını ifade etmektedirler.AB verilerine göre bu kimyasala alerjisi olan egzamalı kişilerin sayısında 1991’den 2000’e kadar %400 artış gösterdiği ortaya çıkmıştır.

ABD’de kozmetikler üzerinde çalışan bir Enstitü’nün 3000’e yakın kozmetikte kullanılan katkı maddeleri üzerinde yaptığı araştırmaya göre

  • 884’nün zehirleme yaptığı,
  • 146’sının tümör oluşturduğu,
  • 218’inin üreme bozukluğuna sebep olduğu,
  • 314’ünün mutasyona sebep olduğu,
  • 376’sının da deri ve göz rahatsızlıklarına sebep olduğu ortaya çıkmıştır

Yine ABD’de yapılan klinik çalışmalarda,saç boyası,şampuan,parfüm gibi kozmetik ürünleri yoğun bir şekilde kullanan hanımların 10 yıl gibi bir zaman sürecinin sonunda mesane,meme ve lösemi kanserine yakalanma riski,bu maddeleri kullanmayan hanımlara kıyasla %70 daha fazla olduğu ortaya çıkmıştır.Benzer araştırmaların sonucunda kozmetik ürünleri kullanan hanımlarda sinir bozuklukları,alerjik reaksiyonlar,astım ve doğum kusurlarının oluştuğu bulgularına ulaşılmıştır.

Cilde sürülen kremler,saç için kullanılan boyalar ve çeşitli saç spreyleri,rujlar,pudralar,kirpik ve kaşlar için kullanılan rimeller,maskaralar,göz çevresine sürülen fondatenler,saç ve vücut temizliği için kullanılan şampuanlar,parfümler ve sprey şeklindeki kokular gerek ciltten emilerek,gerek solunum yolu ile vücut bünyesine girmekte,kana karışarak bu maddeleri oluşturan zararlı kimyevi maddeler vücutta sözü geçen tahribatları zaman içerisinde meydana getirebilmektedir.Bu risk sadece kullanıcı hanımlarla da sınırlı değildir.Bilhassa kozmetiklerle uğraşan,kuaförlerde çalışan insanlar da bu risk altında bulunmaktadır.

Güney Kaliforniya Üniversitesinde 2001’de yapılan bir araştırmaya göre; en az 15yıl süre ile ayda bir saçını boyamış bir insanın,diğer insanlara göre 3 misli daha fazla mesane kanserine yakalanma riski taşıdığı ortaya çıkmıştır.Yılda bir ila dört defa saçını boyayan hanımlar,hiç boya kullanmayan hanımlara oranla %70 daha fazla yumurtalık ve meme kanseri riski taşımaktadırlar.Aynı araştırmaya göre,kuaförde saç boyama işini yapan insanların,boya kullanmayan insanlara göre 5 misli mesane kanseri riski taşıdığı ortaya çıkmıştır.Ayrıca yüz cildi için piyasaya sürülen ürünlerin pek çoğunun,çok daha kısa zamanda yüz cildini pörsümüş,kırışmış ve matlaşmış bir hale getirmektedir.

KAYNAK

No comments: